19 Mayıs 2015 Salı

Neden İngilizce Öğreniyoruz? Ya da Hocam İngilizler de Türkçe öğreniyor mu?

Sınıfta arada bir öğrencimin biri çıkar ve şöyle sorar.
- Hocam İngilizler de Türkçe öğreniyor mu?
Bu soru her meslektaşıma zaman zaman sorulur. Ve sorulduğu anda öğretmenin aklından bir sürü alt yazı geçer.
Örnek olarak;

- Ben İngilizce öğrenmek istemiyorum.
- Türküm ben yabancı hayranı değilim.
- Bu soruyu daha önce başka İngilizce öğretmenlerine de sormuştum. Gıcık olup uzun uzun anlatmıştı bu sayede ders kaynamıştı v.s.

Bu ve benzeri düşünceler benim de aklımdan geçiyor. Hatta öğretmenliğimin ilk yıllarında uzunca açıklamalar yapmışlığım da var.

Bu yazı o açıklamaları özetlemek için yazıldı. Gerçekten neden İngilizce öğrendiğimizi ya da öğrenmeye çalıştığımızı merak edenler için faydalı olabilir.

Dünya da 3 tane evrensel dil vardır.
1- Duyguların dili müzik.
2- Bilimin dili matematik.
3- Sorun çözme ve işbirliği dili İngilizce.

Eğer dünyada herhangi bir başka ülke ile işbirliği yapmak isterseniz ortak bir dil konuşmanız gerekir. Bu da günümüz ve gelecek koşullarında İngilizcedir.

Eğer sadece anadilinizi konuşursanız sadece sınırlı bir alanda faaliyet gösterirsiniz.
Dünya ya açılmak içinse İngilizce şarttır.

Yazan: Harun Tahtacı
İngilizce Öğretmeni
haruntahtaci@gmail.com

Kaynakça;

http://www.ted.com/talks/jay_walker_on_the_world_s_english_mania?language=tr

13 Mayıs 2015 Çarşamba

ÖĞRENCİ MERKEZLİ EĞİTİM


Bir sınıf düşünün. Duvarda bir tahta yanında öğretmen masası, öğretmen masasına bakan düzenli sıralar var. Öğretmen alanında uzman ve otoritedir. Öğretmen bilgi verir, öğrenci alır. Öğretmen anlatır öğrenci dinler. Öğretmen soru sorar öğrenci cevap verir. Öğretmen ne kadar aktif ise o kadar iyi bir öğretmen, öğrenci ne kadar pasif ise o kadar iyi bir öğrencidir. Tanıdık geldi mi? Eminim birçoğunuz hayatının bir döneminde öğretmen merkezli bu eğitim şekline maruz kalmışsınızdır.



Peki bu eğitim şekli kötü müdür? Öğretmenin öğrencilerine bilgi aktarmasının nesi yanlıştır?

- Her bir öğrenci tek ve benzersizdir. Her biri farklı şekillerde ve farklı hızlarda öğrenir.
- Her bir öğrencinin konuyla ilgili deneyimi ve bilgisi vardır.
- Sürekli dinleyici kalmak dikkati toplamayı imkânsız hale getirir.

Bu sayılan gerçekler öğretmen merkezli eğitimin dikkate almadığı hususlardır.

Alternatifi nedir? Tabi ki öğrenci merkezli eğitim.


Öğrenci merkezli eğitim: “Öğrencilerin; İlgilerini, isteklerini, becerilerini ve ihtiyaçlarını dikkate alacak biçimde öğretim yaşantılarının düzenlenmesidir.”

Peki, bu düzenleme nasıl yapılacak?
Öğrenci merkezli eğitimde öğretmenin ve öğrencilerin her birinin diğerinden öğrendiği bir sürece işaret eder. Kabaca ifade edecek olursak öğrenciyi mümkün oldu kadar öğrenme-öğretme işinin bir parçası haline getirir. Bu kabaca ifade edilen durumu pratik örneklerle açalım. Aşağıdaki durumlar öğrenci merkezli bir eğitime işaret eder.

1. Öğrenciler grup çalışmaları yapar ve birbirinden bir şeyler öğrenir.
2. Öğretmen her şeyi bilen değildir. Onun yerine grubun aktif bir katılımcısı, yardımcı kaynak ve düzenleyicidir. Ayrıca her hata öğretmen tarafından düzeltilmez bir çoğu öğrenciler tarafından düzeltilir.
3. Ders araç gereçlerinin bir kısmı ya da tamamı öğrenciler tarafından hazırlanır.
4. Sorular sadece öğretmen tarafından sorulmaz. Herkes sorabilir herkes cevaplayabilir. Açık bir müzakere ortamı vardır.

Özetle; eşsiz özeliklere ve deneyime sahip bir birey olarak eğitim- öğrenme ortamında ne kadar varsanız o kadar öğrenci merkezli bir eğitim alıyorsunuz demektir.

Yazan: Harun Barış Tahtacı
İngilizce Öğretmeni

Kaynakça;
Learner-centered Teaching and Education at USC: A Resource for Faculty -Provided by the Committee on Academic Programs and Teaching (CAPT) Learner-Centered Task Force 2005-2006 http://uretim.meb.gov.tr/egitekhaber/s83/yazarlar/%C3%96%C4%9Erenc%C4%B0%20merkezl%C4%B0%20e%C4%9E%C4%B0t%C4%B0m.htm
http://talimterbiye.mebnet.net/ogrenci%20merkezli%20egitim/ogrencimerkezliegitim.html
Learner-based Teaching- Colin Campbell and Hanna Kryszewska Oxford University Press 1992








7 Mayıs 2015 Perşembe

İNGİLİZCE ÖĞRENMEK


Bu yazımızda Dil öğrenmek için neler gerekir konusunu ele alıyoruz.

1- İş icabı,ders geçmek için,seyahat ya da taşınma durumları gibi dil öğrenmenin çeşitli amaçları vardır. Bu yazıyı okuduğunuza göre sizin de dili öğrenmek için bir gerekçeniz mutlaka vardır.
Burada önemli olan şudur. Gerekçeniz ne kadar güçlüyse o kadar dil öğrenme isteğiniz kadar fazla olacaktır.

2-Süreklilik esastır. Dil öğrenmeyi bıraktığınız anda o da sizi bırakır. 2 ayda öğrendiğinizi 2 hafta da unutursunuz, karışmam.

3- Pratik şarttır imkânları kullanın zevk için okuyun. Kelimeyi metin içinde öğrenin anlam üzerinden gidin. Ortam önemlidir her an değerlendirilebilir. Çok dinleyin hayal gücünüzü kullanın. Cep telefonuzu kullanın. Fıkra okuyun.

4- Ana dile hâkimiyet önemlidir.

5- Yardıma ihtiyacınız var. İster sınıfta olun,ister bir kursa katılın isterseniz de özel ders alın iyi bir öğretmene ihtiyacınız var. İyi bir öğretmen size danışmanlık sağlar, ilham verir ve yol yordam gösterir.

Kıssadan hisse;
Üniversitenin 3.yılında gramer- dilbilgisi dersinden kalmıştım. Bir arkadaş elinde sorularla çıkageldi. Meğer hoca her sene aynı soruları sorarmış. Sabaha sınav var oturduk soruları cevaplamaya uğraştık. Ne yazık ki yardım isteyebileceğimiz kimse yoktu ve kaldık.

6- Zaman alır
Boyacı küpü değil bu. Sabır ister. Peki, ne kadar süre gerekir İngilizce öğrenmek için. Bu soruya bir soruyla karşılık verelim. Ne kadar İngilizce öğrenmek istiyorsunuz. Bir yerlerde bana bir hafta da İngilizce öğrettikleri söylenmişti. Şöyle cevap verdim onlara bir hafta da İngilizce öğrenebilirsiniz ancak bir haftalık öğrenirsiniz.
Dil öğretiminde Avrupa Komisynun belirlediği 6 ana seviye vardır. Bunun başlangıcı A1 olmak üzere A2, B1,B2, C1ve C2 dir. Durumdan duruma değişiklik göstermekle beraber kabaca bir süre verecek olursak A1 için 60 saatlik ders, A2 için 80 saatlik ders B1 içinse 160 saatlik ders yeterli olabilir. Tabi ben bunun 2 katı kadar da kişisel çaba ve zaman ayırmanızı tavsiye edebilirim.

7- İngilizce düşünmek. Dil düşünceyi ifade etmek için vardır. İngilizce düşünmekte zorlanıyor olabilirsiniz. Hele ki başlangıç seviyesinde iseniz bu size imkânsız geliyor olabilir. Başlangıç için en azından İngilizce bazı ifadelerin Türkçe de ki gibi olmadığını bilin. Örneğin Türkçe de bir çift pantolon asla demeyiz, gözlük takılır giyilmez. Yine örnek üzerinden gidecek olursak; kapıyı açarız, ışığı açarız İngilizce de ise ayrı ayrı kelimeler vardır bu işler için. Tavuk çevirme ayrı şeydir, İngilizceye çevirme başka...

8. Öğrenmenin yaşı yoktur. İster küçük olun ister yaşlı dil öğrenebilirsiniz.

9. Son olarak;

dinleyin anlamasanız bile
okuyun kelime bilmesenız bile
yazın hep yazın sürekli yazın
konuşun korkmadan konuşun hata yaparak konuşun

Yazan: Harun Barış TAHTACI

kaynakça:
http://blog.milliyet.com.tr/yabanci-dil-ogretmenlerinin-erken-yasta-yabanci-dil-ogretimi-uzerine-algilarinin-degerlendirilmesi/Blog/?BlogNo=387585

https://www.academia.edu/3439829/T%C3%BCrkiye_de_neden_yabanc%C4%B1_dil_%C4%B0ngilizce_%C3%B6%C4%9Fretemiyoruz_ve_neden_%C3%B6%C4%9Frencilerimiz_ileti%C5%9Fim_kurabilecek_d%C3%BCzeyde_%C4%B0ngilizce_%C3%B6%C4%9Frenemiyor

common european language framework by European Commission